Kayıtlar

Bazı Blog Temalarını Beğeniyorum

     Bazı blog temaları o kadar güzel ki , aynısını yapayım diyorum ki ama tabi ne eksik ; bilgi . En ufak bir bilgiye sahip değilim. Okulu yok ki okuyasın, satılmıyor ki alasın gibi moda girmeyeceğim ama yine de nasıl yapıyorlar insanlar öyle güzel blog temaları, hayranlıkla bakıyorum.

Neden Sürekli Yorgunuz? Çözüm: HUZUR

Resim
 Bugün, sabah kahvaltımda☕️🍳 izlemek için YouTube 💻üzerinden bir şeyler ararken, video başlığı dikkatimi çekti; Neden Sürekli Yorgunuz?😓     Keza ilgimi çekti çünkü bende de mevcut bir hâl. Bu sebeptendir ki 🩸💉 kan tahlilleri yaptırdım. 🩺 B12 ve demir düşük, kolestrol ise yüksek. Haliyle hemen bir reçete. Ama görülüyor ki, ilaçla💊 sabit kalmayıp beslenme ile birlikte yaşam şekline bir neşter vurulması icab etti. Hem de yaş 35 olmadan daha. Velhâsıl, bendeki durum bundan ibaret.  Gel gelelim bahsettiğim videoya. İki görsel ile sorunları ve çözümleri özetleniyor. Belki sizlere de ek bir bilgi olur.

Olacak O Kadar

Resim
Akşam akşam gülmelere girdim. Bunun Galatasaraylı olmamla alakalı yok tabi. Çok güzel skeç 😃 😃  Bu arada Olacak O Kadar çocukluğumun simgelerinden biridir. Hep izlerdim. Güldür Güldür fena değildir ama  Olacak O Kadar 'ın yanından geçemez. Bir başka idi. 

İYA : İnternetsiz Yaşam Alanı

  Kaç gündür telefon internet paketim yok. Ve paketin yenilenmesine de on günden fazla zaman var. Yeni bir paket eklemek de istemiyorum aslında. Şu telefon bağımlılığına bir ayar çekmek adına güzel fırsat oldu. Günün belirli zamanlarını, İnternetsiz Yaşam Alanı ilan etmek istedim. Böylece bu zaman diliminde, düşünsel anlamda daha üretken hale dönüşürüm. İllaki internet paketi yüklendiğinden tekrardan kullanımım artacaktır ama eskisi gibi olmamasına gayret edeceğim. Sosyal medya olmadığında , interneti daha iyi kullanacağıma eminim.   Not ; Eşimle mesajlaşmanın (SMS) keyifli yanını hatırlamak güzel oldu.

Ben Aslında …

Ben aslında İngilizce öğrenmek istemiyormuşum. Bunu farkettim. Yıllardır öğrenmem gerektiğine dair bir fikir ve bu fikri gerçekleştirmek için ara ara çaba ve yine bu çabanın nihayete ermemesi sebebiyle vicdan azabı ve başarısızlık hissinin zuhur etmesiyle geçti ömrüm. Ama ben aslında İngilizce öğrenmek istemiyormuşum. Belki pragramatik yönden baktım, bilmiyorum ama oturdum. Devamlı şunları şunları yapmam lazım diye geçirdiğim onca şeyi zihnimde bir bir sıraladım. Sonra kendime neden bunu yapmak istiyorum , yapınca ne olacak? Çaba / zaman / sonuçtan mutluluk duyma gibi nüanslarla özetlemeye çalıştım. Ve karar verdim. Ben aslında İngilizce çalışmak ve öğrenmek istemiyormuşum. Detaylandırmayıp genel bir ifadeyle beyan edeyim, sosyo-ekonomik koşulların neticesinde anca bu yaş aralığında kendimi tanıma fırsatı ve şansı bulmuşum. Herhangi bir etiket koymadan üzerime, görev yüklemeden, bugün hissettiklerim bunlardan ibaretmiş. Yarın başka bir şeyi, başka bir şekilde ister ve onun için ayrı bi...

Sanırım yaş 35 olunca …

 Sanırım artık ne istediğimi, ne hissettiğimi anladığım; farkındalığımın arttığı bir sürece girdim. Böyle daha mutlu olduğumu gördüm. Yaşın 35e dayandığı vakitte böyle oluyor demek. Gereksiz tartışmalara girmemek, sohbet ortamında insanlardan değil konulardan bahsetmek, ülke siyasetine sıfır ilgi duymak, sinirlenmeyi en aza indirmek, herkese -sen ağasın sen paşasın- deyip uğraşmamak, doğruyu anlatma zahmetine girmemek… Sanırım yaşın 35e dayandığı vakitte böyle oluyor demek.  

📸 🚶🏽

Resim