☕️ Bir Kahve Meselesi
İş yerinde mesaiye başlama ritüeli bir fincan Türk kahvesi içmek olur. Alışkanlık mı yoksa cidden vücudun böyle bir kafeinle uyanma gereksinimi mi bilemedim ama mevcut durum bu yönde.
Genel olarak bir arkadaşımız, gönüllü olarak kendisi yapar ; hem kendisine hem de ben dahil birkaç arkadaşına. Kahve yapacağını söyler bizler de kahvenin olduğu yere fincanlarımızı koyarız. Böylece sağ olsun yapar kahveyi. Ama bu esnada takriben 7-8 dakika anca süren bir sohbet ortamı olur bu yerde.
Dün bunu gören amirlerden biri, bu durumdan kaynaklanan memnuniyetsizliğini ifade etti. Yoksa müşteri* bekliyormuş da (-ki kimse yoktu) kalabalık durmak iyi değilmiş de vesaire. Herkesin tabi nahoş duruma tepesi attı. Yerinde oturup hiçbir iş yapmazsan, hatta idareye yaransan hiçbir sorun teşkil etmez. İki lakırdı yapan ve bunu en fazla 7-8 dakikalığına gerçekleştiren bizler; iş ahlakıyla disipline olmuş kişiler olmamıza karşın böyle bir yüzeysel değerlendirmeye maruz kaldık. Zaten bu zihin yapısı ile işler yürümemekte, sektör bu hale dönmektedir. Ne yazık.
Beni bir anlamda mutlu eden husus ise bu jenerasyon elbet emekli olacak ve zihniyeti ile terk olacak. Böylece nicelik değil nitelik diyen, işe taş koyan değil de yol açıp kolaylaştıran kişiler yetki sahibi olacak. Sabredelim bakalım.
Yorumlar
Yorum Gönder