Genel Ahvalim Üzerine
Kesinlikle plansızlığı adet edinmişiz. Bir gelenek olmuş bizim için. Bir sokak düşünün kentsel dönüşün ayağına zamansız bir şekilde yıkılıyor dikiliyor, yıkılıyor dikiliyor. Bazen aynı anda yıkılıyor. Bu hafta da böyle bir şey oldu. Karşılıklı binalar yıkıldı ki o sokak bir şantiye alanı gibi. Yol kitlendi tabi iki binanın yığınından. Zaten hala yarısıdalar yıkım işinin. Ev ve telefon dahil internet ağı da çöktü bu yüzden. Birkaç gündür internetsiziz.
Ekim ayının gelmesiyle artık Ice Coffee’ler yerini sıcak kahvelere bıraktı. Bu demek oluyor ki her şey zamanında güzel. Buradan bile bir derinlik yakalamaya çalışıyorum. Plus overthink saatim geldi sanırım. Ama hangisini daha çok seviyorum diye düşününce karar veremedim. Kahvenin soğuğu da sıcağı da güzel.
İş yerinde cidden işi bilen, masa altı planı olmayan, şeffaf bir çalışma ortamının olması sizi hayli mutlu eder. Ama “listede en çok benim müşterilerim var” , “benim genel müşteri aralığı çok yoğun” gibi gibi devamlı kıyasa girenlerle ya da mesai arkadaşınla iki lakırtı yapmayı tembellik olarak gören yönetimlerle çalışmak zor. Bir değişim ile birisinin gelmesi ile allak bullak oluyor ortam.
Ve beklenen maç oynandı. Galatasaray, çok güzel bir oyunla güzel bir 3 puan aldı. Maçı izlerken ne kadar kasıldım bilemiyorum. Kaçta yattım ona da dikkat etmedim. Haliyle sonraki gün uykusuz dolaştım. Ama değdi. Liverpool gibi bir takımı böyle bir oyunla yenmek. Muhteşemdi.
Plansızlık her şeyimizde var. Benim en çok şikayetçi olduğum konu, bir yerde toplanılıyorsa oraya zamanında gitmemek mesela. Bir kişi için bir çok insanın beklemesi ve o kişi kendi planlarını icra ederken diğerlerini hiçe sayması.
YanıtlaSilBenlik duygularının ağrı basması ile alakalı sanırsam. Uzak durmak lazım böyleleri ile.
YanıtlaSil